ana_sayfa

E-MAIL LİST

Parlamenterler Derneği ve çalışmalarımızdan haberdar olmak için lütfen e-mail adresinizi ekleyiniz...

İsminiz:

E-Mail Adresiniz:

Ekle: Çıkar: 


GÜNCEL


YARARLI LİNKLER


 
 

Parlamenterler Derneği
Cevizlidere Mah. 1236 Sk. No: 2/18 Zorlu Apt. Balgat, Çankaya, ANKARA
Tel-Fax: 312 - 474 07 08


E-mail: bilgi@ parlamenterlerdernegi.com 

GÜNCEL BİLGİLER


Sayın BAHÇELİ’nin görüşlerine katılıyoruz.

Parlamenterler Derneği olarak biz de; Sayın BAHÇELİ’nin görüşlerine katılıyoruz. Uygulanan seçim barajı artık anlamını yitirmiştir. Anlamı kalmayan bir hususta diretmek, meselenin çözümü yerine daha başka sorunlara yol açabilecektir. Sayın Bahçeli dile getirdiği hususun, kendilerinin de ifade ettiği üzere “baraj korkusu” sebebiyle olmadığını yakinen bilmekte ve buna yürekten inanmaktadır.

BASINA ve KAMUOYUNA

Parlamenterler Derneği, demokratik kültürün; ülkemizde yerleşmesi ve yaygınlaşması için çaba sarf eden, varlığımızı borçlu olduğumuz Aziz MİLLETİMİZİ her zaman merkeze alan bir sivil toplum kuruluşudur. Son zamanlarda kamuoyunun gündemine gelen seçim barajının düşürülmesiyle alakalı Milletimize karşı taşıdığımız sorumluluk gereği düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Bilindiği gibi bu konu MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin sözleri üzerine gündeme gelmiştir. Sayın BAHÇELİ TBMM’de gazetecilerle yaptığı sohbette konuyu gündeme getirmiş ve “bölücü unsurların TBMM'de temsiline imkân vermeyecek bir baraj oranı olarak yüzde 10'un devamından yana olduklarını” ancak “Bu oranın, değişik ittifaklarla veya başka türlü kararlılıklarla aşılabilir bir duruma geldiğini” vurgulayarak "Şimdi Türkiye'de iki şeye dikkat etmek gerekiyor. Artık bu zorlamalar ve dayatmalarla birilerini öldürerek, kendini yaşatma yerine hep beraber nasıl yaşarız, demokrasi içerisinde bunu nasıl başarırız, Türkiye'yi nasıl bir istikrar ve normalleşme sürecine getirebiliriz konusunda bir uzlaşmaya varacak çalışma yapmak lazım. Bu yüzde 5 mi olur Batı demokrasilerindeki gibi, yüzde 7 mi olur yoksa yüzde 10'da kalıp böyle mi devam etmesi gerekir, bunları görmek lazım. Bu konuyu yaparken bir başka partiyi yok farz edip ezerek kendine bir yol çizmeye çalışıldığında da onun da bir anlamının olmadığı görüldü. Bütün bunlardan ders çıkartmak lazım" demiştir.

Seçim barajının en temel gerekçesi yönetimde istikrar ilkesidir. Türk demokrasisi çok partili sürece geçtikten sonra “temsilde adalet ve yönetimde istikrar” ilkelerini birlikte sağlamaya çalışmıştır. Zaman içerisinde çeşitli sorunlarla karşılaşılsa, demokratik sistem darbelerle kesintiye uğrasa da karşılaştığı badirelerden daha da güçlenerek çıkmıştır.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi için yapılan Anayasa değişikliği ile YÖNETİMDE İSTİKRAR meselesi sorun olmaktan çıkmıştır. Sanılanın aksine bu sistem bize göre bir BAŞKANLIK SİSTEMİ değildir. Yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanının hareket alanını genişletse, Yürütmenin kendi içinde bir kısım değişiklikler yapsa da PARLAMENTER SİSTEM gücünü korumaktadır. Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının seçilmesi için yüzde 50+1 şartı gerekmektedir. Cumhurbaşkanı seçilen kişi yüzde 50+1 oy alsa dahi partisi TBMM’de yasama çoğunluğunu sağlayamayabilir. Bu durumda denge ve kontrol daha da iyi bir şekilde sağlanacaktır. Cumhurbaşkanının partisi kendisi gibi oy alıp TBMM’nin salt çoğunluğunu sağlasa dahi yeni sistemde Yürütme ile Yasama birbirinden tamamen ayrıldığından yasama görevini yerine getiren Milletvekilleri Yürütmenin tasarruflarına karşı parti taassubu ile hareket etmeyebilecektir.

Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Parlamento arasında kontrol ve denetim açısından eskiye göre çok daha etkin ve sağlıklı bir otokontrol mekanizması kurulabilecektir.

Parlamenterler Derneği olarak biz de; Sayın BAHÇELİ’nin görüşlerine katılıyoruz. Uygulanan seçim barajı artık anlamını yitirmiştir. Anlamı kalmayan bir hususta diretmek, meselenin çözümü yerine daha başka sorunlara yol açabilecektir. Sayın Bahçeli dile getirdiği hususun, kendilerinin de ifade ettiği üzere “baraj korkusu” sebebiyle olmadığını yakinen bilmekte ve buna yürekten inanmaktadır.

Sayın BAHÇELİ “önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” ilkesiyle hareket eden erdemli bir devlet adamıdır. Nitekim Sayın Genel Başkan; iktidardayken, koalisyon ortaklarının bütün diretmelerine rağmen Milli İradenin dışında iç ve dış dayatmalarla farklı hükümet senaryolarını tasfiye etmek için erken seçime gitmiş ve milletin hakemliğine başvurmaktan kaçınmamıştır. Bilindiği gibi bu seçimde de MHP baraj altında kalmıştır.

Öyleyse mesele BARAJIN ALTI veya ÜSTÜ meselesi değildir. Türkiye 2019 seçimlerinde yepyeni bir sisteme geçmektedir. Cumhurbaşkanlığı sisteminde yönetimde istikrar sorunu çözüldüğü için temsilde adalet ilkesinin gözetilmesi demokratik sistemimizi güçlendirecektir.

Seçim barajı makul bir orana düşürülür veya düşürülmez orası TBMM’nin takdir ve yetkisindedir. Bunun yanında tıpkı Batı demokrasilerinde olduğu gibi siyasi partilerin ittifak yapmalarına da imkân tanınmalıdır. Demokrasinin en önemli unsuru katılımdır. Katılımın çokluğu ve vatandaşın iradesinin TBMM’ye yansıması demokratik sistemimizi de rahatlatacak, sisteme yönelik eleştirileri azaltacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti; 30 yılı aşkındır içeride bölücü terör belası ile uğraşmaktadır. Bu belaya daha 1 yıl önce hain FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN darbe teşebbüsü de eklenmiş, işimizin ne derece güç olduğu aşikâr olmuştur. Bu iki belada MİLLETİMİZİN tunçtan sinesinden dönmüştür. Dışarıdaki tehlikeler ise hepimizin malumudur. Bu süreçte MİLLİ BİRLİK ve BERABERLİĞİMİZ her zamankinden daha da önem arz etmektedir.

TBMM’de temsilde adalet ne kadar yüksek oranda sağlanabilirse toplumsal barış o ölçüde artacaktır diye düşünmekteyiz. Bu çerçevede, siyasal eşitsizliği gidermede önemli bir rol üstlenecek olan seçim barajlarının makul bir seviyeye çekilmesi önerisini destekliyoruz. Artık temsilde adaletin, yönetimde istikrar ilkesine kurban edilmemesi gerekir. Yönetimde istikrar yeni sistemle kendiliğinden sağlanacaktır.

Siyasi partilerin seçim ittifakına imkân tanındığı, seçim barajı da makul bir orana düşürüldüğü takdirde temsilde adalet yükselecek, milletimizin iradesi çok büyük oranda TBMM iradesine yansıyacaktır. Demokrasi yönetim olarak çoğunluk esasına dayalı bir sistem olmakla birlikte azınlığı da gözeten rejimdir. Ülkemizde bu manada tekçi değil çoğunlukçu bir yapıya ihtiyaç olduğunu, demokratik kültürün daha da güçlenmesi gerektiğine inanıyoruz.

Varlığımızı borçlu olduğumuz MİLLETİMİZE ve çok değerli kamuoyuna saygı ile arz ederiz.